29 Haziran 2007 Cuma

Filistin'de koğuş kavgası

Siyonist işgalin bıçak gibi ayırdığı Gazze ve Batı Şeria'da iki ayrı "iktidar" var!

Filistin'de koğuş kavgası
İsrail dün Gazze Şeridi'ne yeni bir saldırı başlattı. Hava saldırısında ilk elde 10 Filistinli öldü, 8’i ağır olmak üzere 50 Filistinli de yaralandı.

Bu, iki hafta önce Hamas'ın kontrolüne geçtikten sonra Gazze Şeridi'ne düzenlenen en büyük saldırı.

Hamas’ın Han Yunus kenti sözcüsü Hamad er-Rakb, Filistin Enformasyon Merkezi’ne verdiği demeçte Filistinli direniş örgütlerini "terörist" olarak niteleyen Mahmud Abbas’ın direniş gruplarını silahsızlandırma yönünde aldığı kararla İsrail’e saldırı için yeşil ışık yaktığını belirtti.

Filistin kan ağlıyor


Açlık, yoksulluk, özgürlük yoksunluğu ile terbiye edilemeyen Filistin halkı iç çatışmaya sürüklendi. Birisi Batı Şeria diğeri Gazze’de iki iktidar yaratıldı. Siyonist işgal ve emperyalist kuşatmaya karşı intifada geleneğine sahip Filistin halkı, bu iki tercihle karşı karşıya bırakılarak bir iç savaş batağına çekiliyor.

Filistin

Siyonist işgalin resmidir bu! Birinci harita 1945 yılına ait, ikinci '47, üçüncü '67, sonuncusu ise 2000. Sonuncusunun en solundaki ince şerit Gazze. Parçalanmış öteki öbekler ise Batı Şeria.

Gazze, elektriği, suyu, geçiş noktalarıyla.... tamamen İsrail kontrolü altında. Tek kelimeyle bir hapishanedir Gazze!

Buradan bakıldığında Filistin'deki iç savaş için "koğuş kavgası"ndan başka bir niteleme yapılamaz. Herkes esaret altında ama koğuşta kimin sözünün geçeceğinin kavgasıdır bu.
İşbirlikçi El Fetih yönetiminin çürümüşlüğüne tepki olarak ve işgal karşısında dik durma görüntüsüne sahip olmasından dolayı Hamas’ı iktidara taşıyan Filistin halkı bu tercihinin faturasını bugün fiili olarak ikiye bölünme ile ödüyor. Hamas’ın Ulusal Birlik Hükümeti’nden yana tavır koyması da İsrail’i tanıyan Mekke anlaşmasına imza atması da emperyalist kuşatma ve oyunlarla Filistin’in bu noktaya gelmesini frenleyemedi.

Sürekli kaos ve kontrol noktaları


Bugün Filistin’de yaşanan sadece Hamas ile El Fetih arasında bir iktidar kapışmasından ibaret değil. Asıl olan baştan aşağı yeniden dizayn edilen “Genişletilmiş Ortadoğu”nun işgale karşı ve antiemperyalist direnişte kalbi durumundaki noktalarının işbirlikçiler üzerinden mutlak kontrol altına alınmasıdır.

Ortadoğu’nun bütününde sürekli bir istikrarsızlık ve kaos işgalci emperyalist güçlerin bölgedeki varlıklarının temel koşuludur. Bununla birlikte işgalci politikalarının sonuçları olarak kendilerini vuran ve giderek büyüyen direnişlerin kontrol altında tutulması için de, kendi denetimlerinde işbirlikçi kukla yönetimlerin oluşturulması gerekir.

Hemen bütün bölge ülkelerinde bunun izdüşümlerini görmek mümkün. Afganistan, Irak, Lübnan ve Filistin’deki durum ise bunun en açık örnekleridir. Fakat durum buralarla sınırlı değil. Belli bir kitle tabanı üzerinden yürüyen iktidar ve güç kapışmaları Türkiye de dahil bölge ülkelerinin çoğunda, her birinde farklı çizgiler taşıyan biçimlerde karşımıza çıkan bir durum.

İntifadaların Filistin’i


Bu planın bir parçası olarak Filistin’de yaşananlar ise kan emici güçlerin ne kadar açık oynadıklarına bir işarettir. Emperyalizm İsrail eliyle işbirlikçileştiremediklerine yaşam hakkı tanımayacağını açıktan ilan etti. Filistin halkını ve tercihi olan yönetimi her türlü ambargo ile kıvrandıranlar bu çatışma sürecinin başından beri El Fetih tayfasına her türlü yardım ve desteği vaat edip, yaptı. Abbas’a verilen açık çek olağanüstü hali ve ulusal birlik hükümetinin tasfiyesini getirdi. Hamas kendine mevzi edinmek için Gazze’yi, Abbas’ın karargahı da dahil ele geçirdi.

FilistinHamas’ın burada ele geçirdiği belgelere dair İsrail’in yaptığı "yüzyılın felaketi" tanımı, nasıl bir saldırganlık içerisinde olacaklarının düzeyini ele veriyor. Uluslararası emperyalist sistemin desteği ile İsrail tarafından Gazze’nin yerle bir edilme durumu sürpriz olmayacak. Lübnan yenilgisini içine sindiremeyen İsrail’in Gazze’de de bir yenilgi alması, işgalcilerin bölge halklarının kaderiyle öyle istedikleri gibi oynayamayacaklarını bir kez daha gösterecektir.

El Fetih karargahından çıkan belgeler, işbirlikçi Abbas yönetimi ile İsrail arasındaki işbirliğinin kimi sonuçlarını yansıtması boyutuyla buzdağının görünen yüzü olsa gerek.

Abbas’ın efendileriyle birlikte atadığı hükümetin niteliği de bu işbirliğinin düzeyini ele vermeye yetiyor. Başbakan olarak atanan Selam Feyyad, emperyalist ülkelerle ilişkiler ve işbirliği konusunda oldukça kıdemli birisi. Eğitimini Lübnan’daki Amerikan Üniversitesi'nde almış, doktorasını Amerika’da Teksas Üniversitesi'nde yapmış birisi. 1987-’95 yıllarında Dünya Bankası’nda çalışan Feyyad 2001 yılına kadar da IMF’nin Filistin temsilciliğini yaptı.

Yapılan köklü işbirliğinin ödülü olarak akıtılacak parayla Batı Şeria’da sunulacak “refah bir yaşam” yanılsaması, Gazze’de ise insanlık dramı kareler Filistin intifada kuşağını bu ikisinin arasında bir seçime zorlayacak.

İntifadaların Filistin’i bu oyunlara kolay kolay yem olmayacak. Öz yaşam deneyiminin biriktirdikleriyle özgürlük savaşımı tetiklenerek gelişecektir. Bugün uşaklıkta sınır tanımayanlar, yarın bu özgürlük savaşımının kanatları altında ezilecekler.

Hiç yorum yok: