5 Haziran 2007 Salı


G8'e karşı büyük yürüyüş

Emperyalist vampirlerin toplanacağı Rostock'tan ilk haber: G8 kuşatma altında!

G8'e karşı büyük yürüyüşAlmanya'da toplanmaya hazırlanan emperyalist dünyanın çatısı G8'e karşı dün 100 bin insan bir araya geldi. Emperyalist zirveye karşı yapılan "büyük yürüyüş", Dünya üzerinde egemenlik kavgasının kızıştığı, yeniden paylaşımın keskinleştiği bir kesitte kapitalizme karşı öfkenin çizgilerini taşıyordu.

Günler öncesinden Alman devletinin tüm "önleyici güvenlik" tedbirlerine rağmen yüzbinlerin Rostock'a akması engellenemedi. Görkemli kortejler Rostock sokaklarinda G8'e meydan okurken, işbirlikçileri üzerinden öfkeyi dizginleyemeyen devletin kolluk güçleri gösteriye müdahale etti.

İçerisinde Devrimci Proletarya aktivistlerininde yer aldığı, Türkiyeli devrimcilerin yoğunlukta oldugu çok sayıda gösterici yaralandı. Gözaltılar yaşandı. Antifaşitler ve otonom gruplar iki arabayı ateşe verdiler. Gösteriye müdehale eden birçok poliste militan karşı duruşla yaralandı.

"Kapitalist barbarlığa karşı Sosyalizm - TİKB" pankartının da açıldığı yürüyüş iki koldan başladı. Başını ATTAC gibi "sivil toplum örgütleri"nin çektiği kolda 70 bin kişi yeraldı. Türkiyeli devrimcilerinde içinde yer aldığı "Antifaşist Antiemperyalist Blok"un bulundugu yürüyüş kolunda ise 30 bin kişi vardı.

Anti G8

Çatışmalar akşam geç saatlere kadar sürdü. Gösteriye katılan kitlenin büyük bir çoğunluğu ise zirve sürecinde bir hafta boyunca farklı eylemliliklerin örgütleneceği kamp alanlarına dönmüş durumda.

Ne "önleyici güvenlik" terörü ne de "önleyici hapis" cezaları sökmedi. Antifasist, antiemperyalist ve antikapitalistler Rostock sokaklarında buluştular. 6-8 Haziran'da toplanacak olan G8 vampirleri yatağında rahat uyuyamayacakalar. İşçi sınıfı ve emekçi halkların öfkesi suratlarında patlamaya başladı.







ESP: Komünistlerin özgürlüğü için mücadeleye

İSTANBUL (05.06.2007)- Ezilenlerin Sosyalist Platformu, bugün yaptığı basın toplantısı ile 8 Eylül'de gözaltına alınarak tutuklanan 10 Eylül tutsakları hakkında istenen 3 bin yıllık hapis istemini protesto etti. ESP, emekçileri komünistlerin özgürlüğü için mücadeleye çağırdı.

Ezilenlerin Sosyalist Platformu bugün Taksim'de bulunan merkez bürosunda yaptığı basın toplantısında TMY komplosu ile tutuklanan, aralarında Özgür Radyo Yayın Koordinatörü Füsun Erdoğan ve gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Çiçek, Yayın Koordinatörü Sedat Şenoğlu ve yazarlarımız Ziya Ulusoy, Bayram Namaz’ın bulunduğu devrimciler hakkında istenen 3 bin yıllık hapis istemini protesto etti.

Tutuklu yakınları ve İHD GYK üyesi Ayşe Yılmaz'ın destek verdiği basın toplantısında ESP adına açıklamayı İstanbul ESP Sözcüsü Ersin Sedefoğlu okudu.

Saldırı faşizme karşı mücadeleyi bastırmaya dönük

TMY'nin yasalaşmasının ardından AKP Hükümeti'nin tehlike olarak gördüğü komünistlere yönelik tutuklama saldırı başlattığını dile getiren Sedefoğlu, Eylül ayında yaşanan TMY komplosunu hatırlattı. 21 Eylül günü gerçekleşen saldırıda hukuki dayanak olmadan tutuklananların birçoğunu yükselen tepkiler sonucu serbest bırakmak zorunda kaldıklarını söyleyen Sedefoğlu, 10 Eylül tutsaklarından 13 kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis, diğer 10 kişiye ise 10,5 yıl ile 45 yıl arasında hapis cezaları istendiğini belirtti.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 23 devrimci hakkında hazırlanan dosyaya 9 ay boyunca gizlilik kararı uyguladığını ifade eden Sedefoğlu, 292 sayfalık iddianame ile devrimci sosyalist kimliğe sahip ezilenlerin öncülerine toplam üç bin yıl ceza istendiğini kaydetti.

“Ezilenlerin temsilcilerine yapılan operasyonların, tutuklamaların, üç bin yıla varan hapis cezalarının amacı bu çürümüş, kokuşmuş düzenleri olan kapitalizmin geleceğini güven altına almak, toplumsal muhalefetin büyümesine engel olmaktır” diye konuşan Sedefoğlu, “Baskı ve şiddet politikaları ezilenlerin öncüleri şahsında tüm ezilenlere karşı yapılmaktadır. Saldırı işçi sınıfının ve emekçi halklarımızın kapitalizme ve faşizme karşı mücadelesini bastırmaya dönüktür” dedi.

Saldırılarla tarih boyunca birçok kez karşılaşıldı

Egemen sınıfların ezilenlere karşı çıkardıkları saldırı yasalarına vurgu yapan Sedefoğlu, faşist diktatörlüğün her siyasi ve ekonomik krize sürüklenişinde devrimcilere yönelik baskı politikalarını artırdığını ifade etti. İşçi sınıfı, emekçiler ve ezilen ulusların mücadeleleri karşısında çaresiz kalan egemenlerin saldırılarıyla tarih boyunca birçok kez karşılaşıldığını hatırlatan Sedefoğlu, “Alman komünist önderler Rosa Lüksemburg ve Liebknecht’in katledilmesi, 71 devrimci atılımının önderlerinden Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya'nın katledilmesi bu hedefli saldırılardan yalnızca bir kaçıdır” dedi. Mercan Vadisi'nde 17 MKP’linin bombalarla katledilmesini hiçbir zaman unutulmayacağını kaydetti.

Bin yıllık ceza, ezilenlerin iktidara yürüyüşünü engelleyemez

“Dünya mücadele tarihi göstermiştir ki bütün bu saldırılara rağmen sosyalizm kaçınılmaz bir sonuçtur” diyerek saldırıların boşa çıkaralacağını belirten Sedefoğlu, “Bu zorunluluğu gören bilinçli proletarya ve dünya halkları bu ütopyayı gerçek kılmak için mücadelesine daha kararlı bir şekilde devam edecektir. Saldırı sosyalizme yöneliktir. Bin yıllık cezalar, katletmeler ezilenlerin iktidara yürüyüşünü engelleyemez. Komünist ve devrimci hareket, bu konseptli saldırılara karşı mücadeleden güçlenerek çıkacaktır” şeklinde konuştu.

Özgürlük için faşizmi yargılayalım

Sedefoğlu açıklamasının sonunda egemenlerin saldırılarına karşı müceadele çağrısında bulundu ve “Emekçi halklarımıza öncülerine sahip çıkmaya, onların duruşmalarında faşizmi yargılamaya, ağırlaştırılmış müebbet cezalara varan hukuksuzluğu protesto etmeye, komünistlerin özgürlüğü için mücadeleye çağırıyoruz” dedi.

Yılmaz: TMY'ye karşı mücadeleye

Toplantıda konuşan ise İHD GYK üyesi Ayşe Yılmaz, “İHD olarak bugüne kadar ESP’nin yanında olduk. Dostlarımızı, arkadaşlarımızı sahiplemede eksiklerimiz oldu. Bundan sonra TMY'ye karşı daha sıkı bir mücadeleye girişmemiz gerek” dedi.






G8’i gömme girişimleri tüm hızıyla!

Devlet terörü, sivil toplum örümcekleri, işbirlikçi parti ve sendikalar yetmedi. G8 gömülecek!.. 6 Haziran'da işgal var!

G8’i gömme girişimleri tüm hızıyla!Heiligendamm sahil kasabasında 6-8 Haziran’da 110 milyon euro bütçeyle toplanacak G8’e karşı 2 Haziran’da 100 bin kişilik kitlesel bir gösteri yapıldı.

Almanya’nın Rostock kentinde G-8 zirvesi karşıtları, 3 ayrı kampta 30 Mayıs Çarşamba gününden itibaren toplanmaya başladılar. Rostock Limanı'na yakın bir noktada kurulan Bario kampında anti-faşist ve anti-emperyalist gruplar toplandı. Çadırların kurulduğu alanın girişine eylemciler tarafından gözetleme kuleleri yapıldı. Burada gün boyu nöbetçiler vardı.

Eylemciler 1 Haziran’dan itibaren Rostock kentine tren, otobüs ve özel araçlarla gitmeye başladı. Ver.di, ATTAC, PDS gibi sendika ve partiler kendileriyle birlikte Rostock'a gitmek isteyen kişilerin isimlerini (ev adresleri ve telefon numaralarıyla birlikte) alarak polise bildirdiler. Ayrıca, DB (Alman Demiryolları) gruplar halinde Rostock’a gidenleri polise bildirdi.

Almanya’da devlet G8 zirvesine karşı eylemleri yasakladı. Eylemci grupların mahkemeye itirazı üzerine eylemlere yeniden izin verildi. Fakat Heiligendam’dan kilometrelerce uzakta yapılması kaydıyla. Attac vb. grupların düzenlediği eylemler dışında yapılan bütün eylemler yasadışı olarak kabul ediliyor.

Rostock’ta kurulan çadır kentte her grup kendi bayrağını astı, çeşitli anti-faşist ve anti-emperyalist grupların bayrakları dalgalandı. Çadır kentin yakınında bulunan boş bir binaya, İngilizce “21. Yüzyıla Sosyalizmi Yazacağız - TİKB pankartı asıldı.

G8

2 HAZİRAN


2 Haziran günü eylemciler iki ayrı noktada toplandı. Attac, sendikalar ve çeşitli Alman partilerinin içinde yer aldığı yürüyüş kolu, Schutower Kreuz’da toplanırken, anti-faşist, anti emperyalist , devrimci ve komünistler Rostock tren istasyonunda toplandı.

Sabah saat 10.00’da eylemciler toplanma alanına gelmeye başladılar. Burada Alman ve çeşitli ülkelerden gelen Otonom’lar, İtalya’dan Cobas, Yunanistan’dan anti-faşist gruplar, Türkiyeli yapılardan TİKB, İLPS, MLKP, TKİP, ADHF yer aldı. TİKB eylemde “Kapitalist barbarlığa karşı Sosyalizm” pankartı açtı, aynı başlıklı bildiriler dağıtıldı, orak-çekiç-silah-yıldız’lı bayraklar dalgalandırdı.

Saat 13.00’da yürüyüş kolunun ön taraflarında yürüyen otonomlar yürüyüşün biteceği noktaya yakın yerlerde bulunan bankaları tahrip ettiler. Polis onların etrafını sararak yürümelerini engellemek istedi. Daha sonra yürüyüş yeniden devam etti. Yürüyüş kollarının buluşma noktası Limana gelindiğinde çatışma yeniden başladı.

Polisin saldırısından kaçan otonomlar arkaya doğru kaçtılar. Anti-faşist ve anti-emperyalist birliğin ön taraflarında yürüyen İLPS’nin kortejine girmeleri üzerine polis coplarla saldırdı. Polisin saldırısına karşı konulmasına rağmen kısa bir süre sonra kortejler dağıldı.

Türkiyeli ve Alman devrimcilerden militan eylemciler polisin saldırısını püskürtmek için kitlenin önüne zincir oluşturdular. “Yaşasın Enternasyonal Dayanışma”, “Polis Defol” sloganları atıldı. Sloganlarla birlikte dağılan kitle yeniden toplanmaya başladı. Polisin geri çekilmesiyle birlikte, otonomlar yeniden toplandılar, bu sefer çatışmalarda antifaşist ve antiemperyalistler de yer aldı.

G8 actionSistem karşıtı güçler saldırıya militanca karşı koydular. Polisin copu, gözyaşartıcı bombası, biber gazı ve su sıkan panzerlerine, kolektif bir tarzda yerlerden sökülen taşlar, pankart sopaları ile karşılık verildi.

Göğüs göğüse yaşanan çatışmada polis, gösteri alanının etrafında farklı farklı noktalarda yığınak yapmıştı. Bu yığınaklardan her biri faklı zamanlarda saldırıya geçiyordu. Hedef kitleyi parçalayıp, militan direnişi engellemekti. Fakat bu tutmadı polisin kortejlere vahşi saldırısı birleşik bir tarzda yanıtlandı. Çatışmalar saatlerce sürdü.

Attac, polisin saldırılarına taş ve sopalarla cevap veren eylemcileri “Polis’in barışçıl bir eyleme saldırması yanlış fakat bazı yürüyüşçülerin polise verdiği cevapla gurur duymamak gerekir” sözleriyle kınadı. Çatışmalar boyunca, sahneden konuşmalar yapıp, şarkılar söyleyen ATTAC gibi reformist gruplar. Polise taş atan eylemcilere saldırmayı da ihmal etmediler.

İki ayrı yerden başlayan yürüyüş kolunun buluşma noktası Rostock Limanı'nda ATTAC sadece sahne kurmak için devletten aldığı 10 bin euro yardımla bir etkinlik düzenlemişti. Aynı alanın bir tarafında polisle kıyasıya bir çatışma yaşanırken diğer tarafta, tabiri caizse, eğleniliyordu. Bu tablo adeta sistem içi güçlerle sistem karşıtlarını ayrıştıran turnusol kağıdı işlevi gördü.

G8 action

3 HAZİRAN


8 Haziran’a kadar devam edecek eylem ve etkinlik programı çerçevesinde 3 Haziran’da çeşitli konularda seminerler vardı.

Göç ve göçmenlik, Uluslararası Çiftçiler Günü, emperyalizm ve savaş konulu tartışmalar yapıldı. 2 Haziran’daki çatışmalarda gözaltına alınanlardan bazıları mahkemeye çıkartılarak tutuklanmak isteniyor. Gün içerisinde apar topar bu mahkemeler gerçekleştirildi. Akşam saatlerinde ise zirve karşıtlarının düzenlediği büyük konserler vardı.

4 HAZİRAN


Bugün (4 Haziran) eylem ve etkinliklerin gündemi göçmenlik. Göçmenler gününe şehirde 90’lı yıllarda saldırıya uğramış bir göçmen ailesinin evinin önünde yapılacak gösteriyle başlanacak. Kitlesel bir yürüyüş gerçekleştirilecek. Ardından göçmenler günü kapsamında söyleşiler tartışmalar yapılacak. Gün içerisinde NPD’li faşistlerinde gösteri yapması bekleniyor. Onun için gergin bir gün yaşanması mümkün.

6 HAZİRAN'DA İŞGAL VAR!


Ayın 8’ine kadar sürecek eylem programında, en önemli eylemlerden biri 6 Haziran’da gerçekleştirilecek havaalanı işgali olacak. Emperyalist zirvenin müdavimlerinin şehre ineceği gün yapılacak bu işgal eylemi zirveyi engellemeyi hedef göstermesi açısından anlamlıdır. G-8’i Heiligendamm sularına gömme girişimi olarak bu eylemler, sosyalizm hedefiyle buluştuğu oranda, kapitalist barbarlığa karşı öfke yeni bir düzleme sıçramış olacak.